Eleştirmek özünde, fikir beyan edebilme özgürlüğüdür. Modern toplum olmanın bir ölçütü olarak görülmektedir. 1900’lü yılların başında özellikle kurumsal işletmelerde eleştiri, kuruma zarar verici bir faaliyet olarak görülür ve derhal bastırılırdı…
Eleştirmek özünde, fikir beyan edebilme özgürlüğüdür. Modern toplum olmanın bir ölçütü olarak görülmektedir. 1900’lü yılların başında özellikle kurumsal işletmelerde eleştiri, kuruma zarar verici bir faaliyet olarak görülür ve derhal bastırılırdı. 1950 ve sonrası çağdaş yönetim anlayışı döneminde ise eleştirmek optimal düzeyde olması halinde kuruma katkı sağlayıcı bir faaliyet olarak kabul gördü. Çünkü doğru yapılan bir eleştiri, yanlışın daha en başından düzeltilmesine veyahut işlemin daha verimli olmasına sebep olduğu görüldü.
Bu bağlamda günümüz Türkiye’si ve içinde bulunduğumuz örgütlenmede durum nedir? Eleştirmek, yıpratma politikası mıdır? Eleştirmek, çamur at izi kalsın mıdır? Eleştirmek, bardağın her ne olur ise olsun boş tarafını görmek midir? Eleştirmek, ötekileştirmek ve bizden olmayanın canı çıksın mı demektir?
Türk Dil Kurumuna göre eleştirmek kelimesi: Yapılan bir iş veya üretim sonucunda değişik yönlerden onu olumlu veya olumsuz olarak tanımlamak ve değiştirmek için yapılan düşünce ifade biçimidir. Eylemin daha iyi bir şekilde sonuçlanabilmesi için bir teşvik faaliyettir. Aklıselim, sağduyulu kimselere mahsus bir beyanattır.
Bir an düşünelim!
Hem eleştirmek hem de konu ile alakalı bir fikir beyan etmemek/edememek, çift yönlü bir yıkım değil midir? Yıkıcı eleştiri, herkesin kaybetmesine sebep olmaz mı?
Bu noktada şu hususu kaçırmayalım lütfen!
Her doğru/yanlış her zaman her yerde söylenmez. En güzel ve etkili söz içi doldurulmuş ve bilerek söylenen sözdür.
Diyebilirsiniz, her yiğidin bir yoğurt yeme şekli vardır. Unutulmamalıdır ki, yoğurt yemeninde bir adabı vardır.
Saygılarımla….
Dr. Burhan ÇAPAN
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)