İzmir’deki ’32 dakika cinayeti’nde yeniden yargılama kararı! Anayasa Mahkemesi, İzmir’de saldırıya uğrayan bir kadına yardım etmek isterken bıçaklı saldırıya uğrayan özel güvenlik görevlisi Hasan Hüseyin Koç’un ölümü ile ilgili yapılan..
İzmir’deki ’32 dakika cinayeti’nde yeniden yargılama kararı! Anayasa Mahkemesi, İzmir’de saldırıya uğrayan bir kadına yardım etmek isterken bıçaklı saldırıya uğrayan özel güvenlik görevlisi Hasan Hüseyin Koç’un ölümü ile ilgili yapılan yargılamada polislerin olay yerine 32 dakika geç gittiği iddiasının yeterli titizlikle incelenmediğini belirterek yargılamanın baştan yapılmasını kararlaştırdı.
İzmir Bornova ilçesindeki özel bir sitede güvenlik görevlisi olarak çalışan 63 yaşındaki emekli polis memuru Hasan Hüseyin Koç, 3 Şubat 2017 aynı sitede ikamet eden İsmail Hakkı Biçer tarafından bacağından bıçaklanmıştı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alınan Hasan Hüseyin Koç verdiği yaşam mücadelesini kaybederek 5 Şubat günü vefat etmişti. Koç’un saldırıya uğrayan bir kadının hayatını kurtarmak isterken bıçaklandığı öğrenilmişti. Emekli polis Hasan Hüseyin Koç’u (63) bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla yargılanan İsmail Hakkı Biçer’e (45) verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Yargıtay tarafından onanmıştı.
Ancak Koç’un yaşamını yitirmesinden ardından eşi ve çocukları İçişleri Bakanlığına başvurarak Koç’un özel güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken öldürüldüğünü belirtti ve tazminat talep etti. Talepleri reddedilen aile konuyu yargıya taşıyarak tazminat taleplerini yeniledi. Dava dilekçelerinde başvurucular; ölen yakınlarının olay günü saat 01.58’de 155 Polis İmdat hattını arayarak yanındaki kişinin kendisini tehdit edip öldüreceğini söylemesine ve saat 02.05’te 155 Polis İmdat hattını arayan kurye Ö.K.nın da yakınlarına bıçak çekildiğini bildirmesine rağmen polis ekiplerinin olay yerine 32 dakika sonra gittiğini iddia etti. İçişleri Bakanlığı ise savunmasında gelen ihbar üzerine derhâl harekete geçilerek ekiplerin verilen adrese intikali için tüm birimlere sesli uyarı (anons) yapıldığını, sokak bilgisinin yanlış verildiğinin anlaşılması üzerine adres bilgisinin teyit edilerek ekiplerin doğru adrese yönlendirildiğini, olay yerinden gelen başka bir aramada failin kaçtığı bilgisinin iletilmesi üzerine ekiplerin kaçan şahsı yakalamak için yönlendirildiğini ve bu sırada 112 Sıhhi İmdat hattına haber verildiğini ifade etti.
YEREL MAHKEME: POLİS SORUMLU DEĞİL!
Dosyayı inceleyen İzmir 2. İdare Mahkemesi başvurucuların yakınının ölmesinde idarenin kusuru olmadığı gibi idarenin kusursuz sorumluluk veya sosyal risk ilkesi uyarınca da olaydan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle başvurucuların tazminat istemini reddetti. Kararın istinafa taşınmazı üzerine de İzmir Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İdare Dava Dairesi, yerel mahkemenin kararının hukuka uygun olduğunu belirterek kesinleştirdi.
AİLE: YAŞAM HAKKI İHLALİ VAR
İstinaftan da istediği sonucu alamayan aile son çareyi Anayasa Mahkemesi’ne taşımakta buldu. Başvuruda devletin ölen yakınlarının yaşamına yönelik saldırıyı önlemekle yükümlü olduğunu, polis ekipleri kısa sürede olay yerine ulaşsaydı yakınlarının hayatta olacağını ve yakınlarının ölümünün idarenin hizmet kusurunun bir sonucu olduğunu belirterek yaşam hakkının ihlal edildiğini belirtildi.
AYM: USUL YÖNÜNDE İHLAL VAR
Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun edildiğine karar vererek yargılamanın yeniden yapılmasına karar verdi. Mahkeme ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine de karar verdi.
‘TİTİZ BİR İNCELEME YAPILMADI’
Kararda “İncelenen başvuruda İdare Mahkemesi ile İstinaf Mahkemesinin başvurucuların iddialarını titiz bir incelemeye tabi tutmaması nedeniyle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmiştir. Tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı merciince yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir” denildi. (Metehan UD / EGEDESONSÖZ)
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)