Genel Köşe Yazıları

Sivil Havacılık Güvenliğinde Standartlaşma ve Uzmanlaşma İhtiyacı

Günümüz piyasa koşullarında bir kurumun amacını gerçekleştirebilmesi ve sürdürülebilir bir başarı elde edebilmesi için sadece sermayeye, teknolojiye veya birtakım yönetmeliklere sahip olması yetmemektedir. Bunun için akılcı yöntemlerle kurgulanmış bilimsel yönetim..

Sivil Havacılık Güvenliğinde Standartlaşma ve Uzmanlaşma İhtiyacı

Günümüz piyasa koşullarında bir kurumun amacını gerçekleştirebilmesi ve sürdürülebilir bir başarı elde edebilmesi için sadece sermayeye, teknolojiye veya birtakım yönetmeliklere sahip olması yetmemektedir. Bunun için akılcı yöntemlerle kurgulanmış bilimsel yönetim anlayışına da ihtiyaç vardır.

Bu bağlamda standartlaşma ve uzmanlaşma kavramları modern yönetim anlayışının iki önemli alt boyut olarak karşımıza çıkmaktadır.

Uzmanlaşma, belli bir işin çok küçük parçalara ayrılarak her görevi bir kişinin sürekli olarak yapması, bilgi, görüş ve tecrübesinin artması ile mütehassıs olmasını ifade eder.
Standartlaşma, bir ürün veya hizmet üretme sürecinde temel ölçü ve kuralların belirlenmesidir. Sadeleştirme sürecidir.

Kavramlar, özellikle 1900’lü yılların başından karşımıza çıkmaktadır. Ancak gerçek anlamda önem kazanması 1950’lerden sonra olmuştur. Bu bağlamda Bilimsel Yönetimin önde gelen isimlerinden olan Henri Fayol Standartlaşma ve Uzmanlaşma ilkesinin önemini aşağıdaki şekilde ifade etmektedir.

“Bugünün standartları yarınki gelişmelerin üzerine oturacağı temellerdir. Standartlaştırmayı bugün bildiğiniz en iyi haliyle ama mutlaka yarın geliştirilmesi gereken bir yaklaşım ile ele alırsanız, mükemmelleşme yolunda ilerleyebilirsiniz. Ama standartlaştırmayı mevcut sınırlar içinde dondurulması gereken en iyi yol olarak düşünecek olursanız, ilerleyemezsiniz.” (Henry Ford, 1926)

Bu anlayış doğrultusunda özellikle sanayileşmiş toplumlarda işin gerektirdiği standartlar belirlenmeye başlanmış, doğru kişi doğru iş ile buluşturulmuştur. Daha sonra “ne iş olursa yaparım” anlayışından ziyade, kişinin yetkinliğine uygun olan belirli bir konuda teorik ve uygulamalı eğitim alması sağlanmış, ihtisaslaştırılmıştır.

Bu düşünce temelinde; Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından yayınlanan 8973 numaralı dokümanda ve Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC) tarafından yayınlanan Doküman 30’da meydana gelen değişiklikler nedeniyle, Sivil Havacılık Güvenliği Eğitim ve Sertifikasyon Talimatı (SHT-17.2) yenilenmiş olup, söz konusu Talimat 19 Eylül 2018 tarihi itibariyle onaylanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu Talimat, Milli Sivil Havacılık Güvenlik Programının uluslararası standartlara ve tavsiye edilen uygulamalara uygun ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve sivil havacılık güvenliği konularında çalışan güvenlik görevlileri ve diğer personelin seçim, eğitim ve sertifikasyon kıstaslarını belirlemek amacıyla hazırlanmıştır.

Özünde temel anlayış; Havacılık güvenliği alanında güvenlik personeli olarak istihdam edilecek tüm kişilerin, görevlerini yeterli standartlarda yapabilmeleri için bir temel çerçeve çizmek ve uzmanlaştırmaktır. En anlaşılır haliyle; uzmanlık sertifikan yok ise çalışamazsın denilmektedir.

Bugün insanlık tarihinin en eski mesleklerinden birisi olarak gördüğümüz Aşçılık dahi kendi içinde alt boyutlara ayrılmıştır. Mutfağa her giren aşçı değildir artık. Örneğin: soğuk mutfak aşçısı ayrı, sıcak mutfak aşçısı ayrı, pastacı ayrıdır. Kahve içmek, tatlı yemek için dahi herhangi bir restoran değil, alanın da belli standartları olan ve o konuda uzmanlaşmış mekanlar tercih edilmektedir.

Dolayısıyla sivil havacılık kurumları istihdam etmiş oldukları güvenlik personelini kendi imkanları dahilinde; iç hizmet eğitimleri vb. yöntemler ile sertifikalandırma çabası içine girmektedirler. Bu ise çoğu zaman bir külfet, zaman ve para israfı olarak da görülebilmektedir. Çünkü kurumlar asıl faaliyet alanlarına odaklanmak istemektedirler. Dolaysıyla çözüm, daha en başından; eğitim sürecinde başlamalıdır. 2020 yılı itibariyle ülkemizdeki Özel Güvenlik Belgesine sahip kişi sayısı 1 milyonun üzerindedir ve bu belgeye sahip olan kişilerin sivil havacılıkta, alışveriş merkezinde veya hipodromda istihdam edilmesi önünde bir engel bulunmamaktadır. Oysa ki sivil havacılık, kullanılan ekipmanlar, bağlı olduğu yönetmelikler ve en önemlisi almış olduğu sorumluluklar bakımından diğerlerinden çok farklı noktadadır. Dolayısıyla eğitim sürecinde, mevcut özel güvenlik kursları veya özel güvenlik ön lisans programlarının ötesinde, ulusal ve uluslararası sivil havacılık otoritelerinin belirlemiş olduğu standartlara uygun bir sivil havacılık güvenliği eğitimine ihtiyaç vardır. Meslek standardının geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Modern yönetim anlayışına göre Kalite; ihtiyaca, kullanıma, verilen hizmete uygunluktur. Japon yönetim anlayışına göre, kalite sonradan temin edilmez. Üretim veya hizmet sürecinde yaratılır. Kalite artar ise, maliyet azalır.

Saygılarımla
Dr. Burhan ÇAPAN

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL